Çoğu insan hayatları boyunca şimdiye odaklanmaktan ziyade geçmişe veya geleceğe odaklanırlar. Geçmişe odaklanmalarının nedeni bitirilmemiş işlerken geleceğe odaklanmalarının nedeni çoğu zaman ayakları yere basan hayaller kurmak, planlar yapmaktır. Çünkü belirsizlik kaygıyı doğurur. İnsanlar, belirli bir amaçları olmadığı zaman belirsizlik yaşarlar. İnsanların önlerinde, seçim şansları olduğu birçok patika yol olmasına rağmen bu yollara girmeye cesaret edemezler. Bunun nedeni seçimlerinin sonucu olumsuz olabilme korkusudur. Böylece insan olduğu yerde kalır ve değişmez.
Hayatında seçim yapabilme cesaretini gösteremeyen ve bu nedenle bir hedefe odaklanamayan kişi bütün odak noktasını hızlı mutluluk verici şeylere odaklar. Bu mutluluk verici şeyler ise mantıklı karar vermemizin aksine içgüdülerimizle ve İd’imizle karar vermemize neden olur. İd’in harekete geçmesi bizim zevklerimizin peşinde gitmemize yol açar. Örneğin; evdeyseniz ve yapabileceğiniz hiçbir sorumluluğunuz veya hedefleriniz yoksa aç olmadığınız halde yemek yeme davranışı gösterebilirsiniz. Ekstra olarak televizyonu da açtıysanız ve televizyon izleme davranışınız yemek yemeyle koşullu ilişki içindeyse yediğiniz yemek yarısından sonra size tadı gelmeyecektir ve yeme davranışınız otomatik gelişecektir. Özetle hayatımızda anlamı olan bir işi yaparken zamanın nasıl gelip geçtiğini anlayamayız. Bu işlerin içerisinde yer alan hedeflere odaklanırken dikkat dağıtıcı şeylerden uzaklaşırız ve yemek yeme davranışımızı ikinci plana atarız ancak evdeysek ve hiçbir amacımız yoksa aklımıza ilk önce yemek yemek gelebilir. Bu durum ise obeziteye davetiye çıkarır. Bu durumda, aç olmadığımız halde meydana gelen yemek yeme davranışımızı azaltmak istiyorsak hayatımızda bize anlam verecek işlerle meşgul olmalıyız.
Commentaires