Yaşamımızda çoğu zaman kendimizi, iyi biri olarak görme eğilimindeyiz ve genellikle karşımızdaki insanları kötü olarak görürüz. Gerçekte kötüler kimlerdir? Aslında biz de kötü müyüz? Gerçekten de çevremizdeki herkes bize zararı dokunacak potansiyeldeyken biz kimseye zarar vermiyor muyuz?
Hayatımızda hiç kimseyi yaralamamış veya öldürmemiş olabiliriz ama bu onlara zarar veremeyeceğimizi göstermez. Psikolojik zarar da en az fiziksel zarar kadar etkisi büyüktür. Çocukluğumuzda; çevresel, biyolojik vb. etkenler sayesinde karakterimiz gelişir. Sosyal ilişkilerde ise farkına varmadan çocukluktan itibaren bize eşlik eden ve iyi veya kötü olmasına bakmadığımız karakterimiz yoluyla başkalarını incitiyor olabiliriz. Bu bizim alıştığımız bir durum olduğu için sorunu kendimizde görmeyiz, değiştirmeye de uğraşmayız ve suçu direk karşı tarafa yıkarız. Çünkü kendimizi değerlendirmek sancılıdır ve değişmek cesaret ister. Geçmişteki olumsuz yaşantılarımızın bizi bu hayata kötü bakmaya zorladığını söyleriz ve iyi olmak için çaba gösterme sorumluluğunu almayız. Bu durumda ise gerçekten kötü mü görünürüz? Kendimizi hayatın kurbanı olarak görerek gerçekte kötülüğe mi sığınırız?
Filmlerde ve dizilerde yer alan katiller ve hırsızlar gibi kötü olarak tanımladığımız kişiler aslında gerçekten de kötüler mi? Bu soruların cevaplarına ulaşmak için sorunun merkezine eğildiğimizde aslında hepsinin çocukluk çağında yaşadıkları ihmalkarlık ve istismar gibi durumların onları bu duruma getirdiğini ve çoğunun aileleri tarafından uyarıcılardan mahrum bırakıldığını görürüz. Beyin, bebeklik döneminde uyarıcı eksikliği yaşaması sonucu yetişkinlik döneminde; duygulara karşı tepkisiz kalma, empati yetersizliği ve anti-sosyal kişilik bozuklukları geliştirebilir. Biz ise bu kişilere uzaktan tehlikeli ve soğuk kişiler olarak tanımlarız. Onları kötü olarak görürüz. Ama başka bir yönden bakacak olursak bu durumun onlar için normal olduğunu ve kendi davranışlarını haklı gördüklerini söyleyebiliriz. Çünkü bu durum onların hayata baktığı yöndür ve başka bir yönü deneyimlememişlerdir.
Bu durum gibi biz de hayata sadece tek bir bakış açısıyla bakarak belki de kötü biri olarak tanımlandığımız kişiliğimizi göremeyiz ve kişilerarası sorun yaşayabiliriz.
Comentarios